Serenity Poseathe

Poseidon ve Kahin Leane,Zeus'un gözlerinden uzaktaki saraylarında bir kız dünyaya getirdiler.
Kız tüm Olymposlulara adanmıştı.
Kızın adını Serenity Poseathe koydular.Bu melezin ismini özenle seçmişlerdi.Serenity ay prensesi anlamına geldiğinden kız Artemis'le dinginlik anlamına geldiğinden Demeter'le,huzur ve güzellik anlamına geldiğinden Aphrodite ve Hera'yla bağlanıyordu.Poseathe ise Athena,Poseidon ve Zeus'a bağlanıyordu.
Gerçek isimlerin sihri bu melezin kanında canlı bir şekilde yaşıyordu.

Leane,Poseidon'un yanından ayrılmak zorunda kalmıştı.Bu Olympos kurallarıydı ve kızına bakması gerekliydi.Poseidon Üç Büyüklerdendi ve Hades'le Hephaistos,Serenity'den nefret ediyorlardı.
Hades kızın gücünden korkuyordu Hephaistos ise kızın farkında olmadığı güzelliğinin farkındaydı.Bu yüzden iki tanrı da kızın hayatına son vermek için birleşmişlerdi.
Leane bütün varlığını kızını korumaya adamıştı.

Serenity yavaşça kalktı.Bugün 13 Aralık'tı.Doğumgünü.17 yaşına girecekti.
Açıkçası doğumgününden korkuyordu çünkü her doğumgününde başına hiç hoş olmayan olaylar geliyordu.Annesi hariç birine anlatsa deliler hastanesine kapatılması gerekebilirdi.İnsanlar Sis yüzünden İyi Kimseler'i göremiyordu ama Serenity kim olduğu gerçeğinin çok iyi farkında olduğundan o lanet olasıca şeyleri görüyordu.
11 yaşına girdiği günden beri Furialar,Cehennem Tazıları,Kimeralar,Kiklopslar kısacası bütün iğrenç şeyler başında dolaşıyordu.Annesinin anlattığını başta reddetmişti ama 6 yıldır gerçeğin farkındaydı.
Poseidon'un kızıydı.Bir kahinden doğan tek kız.Hem denizin hem ruhların gücüne sahip tek kız.
Üç Büyükler kumaşındandı.Ah,lanet olsun.
Babasına kırgın değildi.Aksine onu çok seviyordu.Olympos'ta olmasına rağmen kızını iyi kollayan tek babaydı belki de.Hermes'in ve Dionysos'un yaptıklarını da biliyordu.
Ve Hades'in..
Tüyleri ürperdi ve annesinin dışarıda oturduğu yere doğru koştu.Leane kumsaldaydı.Poseidon'a birşeyler anlattığını biliyordu Serenity.Babasıyla konuşamazdı ama babasını duyabilirdi.
Bugün başına neler geleceğini bilmiyordu ama denize yakın olsa iyi olurdu.Evlerinin deniz kıyısında olması gerçekten güzel birşeydi."Anne."diye cıvıldayarak Leane'in boynuna atıldı.Leane gülümsedi."Doğumgünün kutlu olsun tatlım."
Serenity annesinin gergin olduğunu bildiğinden yorum yapmadı.
"Merak etme.6 yıldır birşey olmadı."dedi gülümseyerek.
"Serenity bende seninle bu konuda konuşacaktım."dedi Leane gözlerinde yorgun bir ifadeyle.Leane bunu deyince dalgalar köpürmeye başladı.Serenity merakla dalgalara baktı."17 yaşındasın.Artık kokun benim ya da Poseidon'un saklayamayacağı hale geldi."dedi gözleri dolarak.Serenity kaşını kaldırarak devamını bekledi."Serenity burada daha fazla kalırsan yeraltı kimseleri seni haklayacak.Poseidon bu yüzden sinirli..Olympos seni yok etme kararını Yeraltı Tanrısına bırakmış..."dedi sesi titreyerek.
Serenity şok içinde Leane'ye baktı.Annesinin dedikleri saçmalıktı olamazdı.Babası onu korurdu.
"Beni Tartaros'a mı atacaklar?"diyebildi sadece.Bunu dediği an dalgalar şiddetle kıyıya vurmaya başladı.Serenity onun sinirlendiğini anladı ama bu umrunda değildi!Kimse onu Tartaros'a atamazdı!Asla!Leane panikleyerek kızının kolunu tutunca Serenity elini çekti.
"Hayır!O saçma kanunları umrumda değil!Birşey yapmadan Tartaros'a gitmeyi kabullenemem!Tantalos'un olduğu yere gidemem!Persephone ve Hades...Hayır!"diye eve doğru koşmaya başladı.Leane arkasından koşarak kızını yakalamaya çalıştı ama Serenity çok daha hızlıydı.Çantasını topladığı gibi evden çıktı ve hızla koşmaya başladı.
Hades onu yakalayacaktı.Ve bu annesinden uzakta olmalıydı.
Leane'in suçu yoktu.Serenity bunu ona ödetemezdi.
Tek gidecekti.
Koşmaya devam etti.Yorulmuyordu.Suyun olduğu her yerde böyleydi bu durum.Suyun içinden koşuyordu.
Koşarken aklına korunabileceği yerleri getirmeye çalıştı.Böyle bir yer yoktu.
Umutsuzdu.Ölecekti evet.
Aman ne güzel."Di immortales!"diye tısladı.Onun bir Anaklusmos'u yoktu.Onun hiçbirşeyi yoktu.Sadece kendisi.
"Bu doğru değil.Annen ve ben seninleyiz."dedi kafasının içinde kalın ve yumuşak bir ses.Sesi tanıyordu."Poseidon."
"Çok kibarsın."
"Üzgünüm ama kibarlık için havamda değilim baba."
Kafasının içinde konuşuyordu.Poseidon onu duyardı nasılsa.Bağırmaya gerek yoktu."Suyun gücünü kullanmaya başlamışsın."
"Ah evet.Gücümü kullandığım için çok üzgünüm çok Yüce Tanrı Poseidon ama sayenizde Tartaros'a saniyeler içinde hızlı bir yolculuk yapıp Persephone'in nedimesi olacağım için sizden izin alamadım!"
"Kabalığın sınırındasın Serenity."dedi babasının sesi hafif bir öfkeyle.Su bacaklarını acıtmaya başlamıştı."Seni kurtarmak için buradayım."
"Annem Olympos'un kararı ona bıraktığını söyledi."dedi Serenity kırgınlıkla."Senin beni koruyacağını sanmıştım ama yanılmışım."deyince Poseidon kükredi"Sana zarar verirse Styks üzerindeki gücümü kullanıp Ölüler Dünyası'nın dengesini bozacağımı söyledim!Sana zarar verilirse Titanlarla yaptığımız savaşın benimle yapacağı savaşın yanında hiç kalacağını da Zeus'a söyledim!Şimdi sen bana seni korumadığımı söylemeye nasıl cesaret edersin!"
Beynindeki yankılar bitince Serenity toparlandı."
"Bunu bilmiyordum.Bunu Percy-Perseus Jackson için yaptın ama benim için yapacağını düşünmemiştim.."dedi zayıf bir sesle.Perseus'un yaptıklarını biliyordu.Poseidon'un tek melez oğlu oydu ve Poseidon Oğlu olmanın hakkını vermişti hala da veriyordu.Perseus'un Melez Kampı'nda olduğunu biliyordu."Melez Kampı!"diye tısladı hem babasına hem kendine."Unutmuşum!"dedi ve babasının keyifli sesini duydu.Su şimdi onu destekliyor ve hızlandırıyordu.
"Peşinde bir Cehennem Tazısı ve Furia var.Bu sefer Hades en güçlülerini gönderdi.Yakalanmadan Melez Kampı'na gitmene yardım edeceğim.Beni,anneni ve Percy'i utandırmayacağına eminim."
Babasının sesi kaybolurken Serenity içinden küfürler yağdırıyordu."Erre es korrakas!"diye tısladı ve koşmaya başladı.Peşinde bir furia ve cehennem tazısı vardı!
Lanet olsun!
Erinyleri peşine taktıysa Serenity'nin işi bitikti.Ve nedense Minos'un onun lehine karar vereceğini düşünmüyordu.Umabileceği en iyi şey Sisyphus gibi bir kayayı dağdan aşırmaktı.
İksiyon'un cezasını çarptırılabileceğini düşünüp titremeye başladı.Korkuyla ileri atıldı ve Melez Kampı'nın yolunda koşmaya başladı.
Tepeye ulaştığında korkularının gerçek olduğunu görüp olduğu yerde çakılı kaldı.
İğrenç gülümseyişli Furia ve yanında bir cehennem tazısı.
Gördüğü en büyük canavarlar.
Serenity titremeye başladı ve Furia ona doğru yürüdü.Yüzünde sinsi bir sırıtış vardı ve tıslayarak konuştu."Hadess seni almamızı söyledi Poseidon Kızı."
"As to Thialo."diyebildi Serenity.Bunu dediği an Furianın yüzü çarpıldı ve haykırmaya başladı.
"Seninle gideceğiz Poseidon Kızı!"dedi ve Serenity'nin üstüne zıpladı.Serenity kenara koştu ve Furia'nın anlık şaşkınlığından yararlanıp tekme attı ve kamp kapısına koşmaya başladı.Furia kendine geldi mi görmüyordu ama peşinde cehennem tazısını oldukça güzel görüyordu.Çığlık atarak koştu ve kendini kamp kapısından içeri fırlattı."Khiron.."diyebildi korkutucu gözlerle cehennem tazısıyla Furia'ya bakan Sentor'un dibinde bayılıverdi.